Skip to main content

Dut Ağacı’ndan Lahburger’e: Çocuklarıma Barış Manço’yu Anlatmak

Yanlış hatırlamıyorsam, bayram harçlığımızla aldığımız ilk kasetlerden biri Barış Manço’nun 24 Ayar albümüydü. Dün akşam, eve dönerken yolda yine dinledim. Ben çoğu zaman albüm dinlemeyi seviyorum ve yine öyle yaptım. Liste dinlediğim de oluyor ama genellikle kendi listelerimden.

Geçen haftalarda da çocuklarla yolda olduğumuz zamanlarda birkaç defa yine 24 Ayar’ı açmıştım. Onların da sevmesini istiyorum. Bilmiyorum, belki de yıllar geçtikçe böyle oluyor, eski albümler daha güzel geliyor. Güzel hikâyeler anlatmışlar.

Mesela Lahburger bir harika. Bizim çocuklar da çok seviyor. “Bilinen şeyler ise her zaman söylenmez” demiş ya da “Güzel de bir, çirkin de; sevdim diyene.”

Pazar günü, kızımla ofiste çalışmaya gittik. Dönüş yolunda bana, “Dut Ağacı şarkısını açar mısın baba?” dedi. Kızımın “Dünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli” gibi bir söz duyması hoşuma gidiyor. “Mahalleli sonunu pek iyi görmezdi doğrusu” kısmını duyunca ne anlıyor bilmiyorum ama okulda duydukları beni daha çok korkutuyor.

Biz Barış Manço’yla, MFÖ’yle büyüdük. Çocuklarıma bunu fark ettirmeden biraz da olsa dayatıyorum. Nasıl olsa onlar kısa zamanda kendi kültürlerini oluşturmaya başlayacaklar. Bizim zamanımızın yaygın kültürünü bugün hâlâ takdir ediyorum. Üzüldüğüm şey ise, bugünün yaygın şeylerinin bana pek kültürel gelmiyor. Yaşlılık belki de böyle bir şey.

Storytel, Warren Buffet Tarzı ve Beş Kilometre Çapında

Bugün yine yolda Storytel’den kitap dinledim. Son günlerde çok fazla yollardayım. Dün, İstanbul içinde 201 km yol yapmışım. Birkaç haftadır bu durum canımı sıkıyor ama uzaklara taşınınca yapacak bir şey de kalmadı. İyi olan, yolda daha fazla kitap dinleyebiliyor olmam. Elbette Drucker’ın meşhur makalesinde söylediklerini düşünmeden edemiyorum. Bir dinleyici miyim? Dinleyerek öğrenen biri olmadığımı düşünüyorum ama yolu değerlendirmenin en güzel tarafı bu.

Yolu değerlendirmenin daha güzel tarafı ise annemi aramaktı. Kısa da olsa mutlaka konuşurduk. Vefat ettiğinden beri aramak istesem de arayamıyorum. Aklıma geliyor ve boğazıma bir şey düğümleniyor. Ölümü kabullenmek için hazırlanmak lazımmış.

Yolda dün Drucker’ın Yönetim kitabında “İnovasyon ve Girişimcilik” bölümünü dinledim. Adamın fikirleri bence hâlâ geçerli.

Bugün de Warren Buffet Tarzı kitabına başladım. Robert G. Hagstrom, Buffet’in yatırım düşüncesini anlaşılır hale getiriyor. Keyifli ve öğretici bir kitap.

Dün, benim için ayrıca önemli bir gelişme yaşandı. Sabah saatlerinde ZenitKitap markasıyla yayımladığımız dördüncü kitabımız satışa çıktı. Ela Yerlikaya’nın Beş Kilometre Çapında adlı kitabıyla, Bahar’ın içsel yolculuğunu ve hayatındaki zorluklarla başa çıkma mücadelesini seveceğinizi düşünüyorum.

Özetle; işler, güçler neyse, ben kitaplarla kendime bir hayat kuruyorum.

Kitap Tavsiyesi

Toplantılarda kendime engel olamıyorum ve “Bu konuda şöyle bir kitap var?” diyorum. Sonrasında pişman olsam da ertesi gün bir başka toplantıda yine aynı duruma düşüyorum.

Galiba bazı klasik kitaplarım var, onları anlatıyorum. Bazen de yeni aldıklarımı…

Yeniden bloglamaya başladığım için burada da paylaşmam iyi olacaktır 🙂

Hatta dünkü toplantıda hangi kitaplardan bahsettiğimi yazayım:

  1. Bir Daha Asla Hastalanmayın (Raymond Francis)
  2. Kendini Yönetmek (Peter F. Drucker)
  3. Basitlik Kanunları (John Maeda)
  4. Süreklilikten Sürdürülebilirliğe – Bir Kurumsal Sürdürülebilirlik Yolculuğu (İzel Levi Coşkun)
  5. Uçurumdan Geçmek (Geoffrey A. Moore)

İşte böyle… Kitaplar, kitaplar ve kitaplar!

Bir Şeyleri Değiştirmek!

Bugün tatsız bazı kararlar aldım. Normalde vermeyeceğm kararlardı. Ofisteyken çocuklarla ilgili küçük bir mesele olduğunda ofisten ayrılır, çocuklarla ilgilenirdim. İşim ne kadar çok olursa olsun…

Benim için zor olsa da olayların büyüklüğüne baktım ve ofiste kaldım.

Geçen gün bir dostun uyarması ile bu bilince eriştim sayılır. İlk şirketini nasıl batırdığını analiz ederken gün içinde iş dışındaki meselelere vakit ayırmasının ciddi bedeli olduğundan bahsetti.

Bu dönemde işlerin istediğim gibi gitmemesinden dolayı bir şeyleri değiştirmek lazım dedim.